-DİL ÜZERİNE-
AKILLA KALP ARASINDA
Dili mekanik bir bakış açısıyla ele alırsak “gönül” gibi bir Türkçe kelime varken “kalp ve yürek” kelimelerini atmak bize bir şey kaybettirmez. Aksine dili bir külfetten kurtararak öğretilmesini kolaylaştırır. Ne dersiniz çıkaralım mı?
Görünürde “gönül, kalp ve yürek” kelimeleri eş anlamlı. Şimdi bu kelimelere isimden isim yapım eklerinden –sız ekini getirelim
Gönül-süz
Yürek-siz
Kalp-siz
Bakınız, mana ne kadar değişti. “Gönülsüz” dediğimizde biz bir organı eksik olan varlığı anlamıyoruz. Kişinin isteksiz olduğunu anlıyoruz. “Yüreksiz”den cesaretsiz, korkak anlamı, “kalpsiz”den de vicdansız anlamı çıkıyor.
Bu kelimelerle kurulan deyimlerden ve atasözlerinden birkaç tanesine de göz atalım.
“Gönülsüz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş.” Bu atasözünde gönül yerine kalp veya yüreği koyalım. “Kalpsiz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş”, “Yüreksiz yenen aş ya karın ağrıtır ya baş.” Her ikisi de orijinalinin yanından bile geçmiyor.
“Gönlünü etmek” deyimini “kalbini etmek” şekline çevirelim. “Kalp gözü” yerine “Yürek gözü” diyelim. Ne kadar yapay ne kadar kuru ve soğuk değil mi? “Gönül dostu” “kalp dostu” olmuyor, “ana yüreği” “ana gönlü” olmuyor. “Gönül işi”, “akıl işi” olur ama ikisi de farklı farklı.
Şimdi de “akıl” kelimesini alalım. “Akıl” Arapça bir kelime “us” ise öztürkçe. Dil, dilbilimcilerin tariflerine göre canlı bir varlıktır. Dil sürekli kendisini yeniler. Doğal gelişim sürecinde dilden bazı kelimeler düşebilir, bazı kelimeler anlam genişlemesine uğrayarak daha geniş kavramları karşılar hale gelebilir veya tam tersi olarak daha dar bir kavram alanına çekilebilir. “Us” kelimesi bir zamanlar “akıl” demekken zamanla bu anlamı karşılamaz hale gelmiştir. Bugün “us”,“uslu” kelimesinde yaşıyor. Fakat biz “uslu” kelimesinden aklı olanı değil yaramaz olmayan, sessiz sakin kişiyi anlıyoruz. Günümüzde öztürkçecilik gibi bir hareket olmamasına rağmen bazı yazar ve şairler bu kelimeyi akıl karşılığı olarak kullanmayı marifet belki de dile hizmet sayıyorlar. Öte yandan bu ve benzeri kelimeler söz konusu insanlarda dinî çağrışımlar yapıyor ve irtica paranoyalarını tetikliyor da olabilir. Bir an akıl kelimesini dilimizden tamamen çıkardığımızı düşünelim. Kazancımız ve kaybımız ne olur? Burada uzun uzun incelemelerde bulunmayacağım. Olayın sosyal, psikolojik, etimolojik vs. boyutlarına değinmeyeceğim. Sadece akıl kelimesiyle beraber dilimizden atacağımız atasözü ve deyimleri sıralıyorum. Sanılmasın ki bu atasözü ve deyimler derin araştırmalar sonucu bulundu. Tamamını basit bir gazete sözlüğünün “a” maddesinden aldım daha kim bilir içinde “akıl” geçen kaç tane atasözü ve deyim vardır. Al gözüm seyreyle: