Teşekkürler..

              TEŞEKKÜRLER..                    

 

         -Ne olacak şimdi? dedim, istediğin oldu, ayrılıyoruz.  

-Siz şairler, dedi her şeyi dramatize edersiniz.

Onu hiç bu kadar soğukkanlı ve duygusuz görmemiştim. Bu tavrı beni ürkütüyordu.

-Yeteri kadar dramatik değil mi zaten? dedim.

-Pek değil dedi. Daha fazla konuşmanın gereksiz olduğunu anladım.

-Peki mutluluklar dedim. Cevap bile vermedi. Bir daha geri dönmemek üzere uzaklaştım..

……………….

 Oysa üç senemiz beraber geçmişti. Anlamıyordum, anlam veremiyordum. Sebepler arıyordum ama yoktu. Ayrılmak istediğini söylediğinde çok şaşırdım. “Şaka mı bu?” dediğimi hatırlıyorum. Şaka değildi. “Neden?” dedim, “Yürümüyor” dedi.Peki yürümeyen neydi, nerede hata yapıyorduk veya yapıyordum? Şimdi böyle apansız, en küçük bir sebep bile yokken ayrılmak da nereden çıkmıştı? Bu yıkım niye, bu kahrediş niye, bu paslı bir bıçağı defalarca yüreğime saplayıp saplayıp çıkarış niye?Canım yanıyordu. Hayatımın en büyük acısını yaşıyordum. Oysa caddeler kalabalık, dükkânlar, mağazalar açık, arabalar ilerliyor. Birilerinin beni umursaması için ille de “imdaaaat” diye bağırmak mı lazım? İşte ben ölüyorum, işte ben meçhule yürüyorum. Sen kalabalıkta bir nokta olup kayboluyorsun. Seni göremeyeceğim kadar uzaklaştığını biliyorum. En derinlerden bir yerim en saf haliyle bu ayrılığa makul sebepler bulmaya çalışıyor. Çaresizim. Sen yoksan bütün manalar boş. Ne eve gitmek, ne de oturup bir şeyler yemek, içmek. Yalnız ölmek. Geri dönüp o gözlerine son defa baktığım yerde ölmek. Sonra tekrar dirilmek, sonra tekrar ölmek. Yokluğunu kabulleninceye kadar tekrar tekrar ölmek.Biz şairler neden her şeyi dramatize ediyoruz. Her şey yeteri kadar dramatik. “Şair” dedin bana. “Şair” demedin bana “siz şairler” dedin. Ben sana hiç şiir yazmadım. Zaten sen benim şiirlerimle hiç ilgilenmiyordun. Hatta ikinci kitabımın başına ismini yazmama rağmen. Sadece teşekkür ettin o kadar. Bense ne heyecanlıydım. Kaç gece kitabı görünce nasıl sevineceğini, bana neler söyleyeceğini hayal ettim. Sense sadece teşekkür ettin.Şimdi, gittin. Ellerim, bomboş, gözlerim bomboş, ama tam şuramda, kalbimin orta yerinde kocaman bir acı. Omuzlarımda, bir yığın anı, bir yığın hayal.. Daha neler neler.. Bana her şeyi, en olmadık zamanda, en sağlam yerden koparmayı öğrettin. Kaybolup gitmeyi öğrettin, karaya çalan düşünceler arasında ve çaresizliği öğrettin en savunmasız olduğum anda.Ben de sana teşekkür ederim.


Yorumlar - Yorum Yaz