Bir İngiliz, Fransız, Alman ve Türk Hikayesi

BİR İNGİLİZ, FRANSIZ, ALMAN ve TÜRK HİKAYESİ

Hikayeye Michael, Charles, Hans ve Ahmet diye başlayacaktım ama adet yerini bulsun şu bizim meşhur İngiliz, Fransız, Alman ve bir de Türk Amerika’da Profesör Brown’ın konferansına gitmişlerdi. Konferans ortalama yaşam ömrünün uzatılması için alınacak küresel tedbirlerle ilgiliydi.

Konferanstan sonra verilen kokteylde İngiliz, Fransız, Alman ve Türk bir araya gelip sohbet etmeye başladılar. İngiliz bir eli cebinde soğuk tavırlarla etrafını süzdü. Diğer elindeki kadehi kaldırarak “Baylar, bizim ülkemiz için bu konferansın bir faydası olacağını sanmıyorum. Çünkü bizim ülkemizde ortalama insan ömrü çok uzundur. Bilim adamlarımız bu konuyla ilgilenmeyi bırakmışlardır, dedi. Benim büyük büyük büyük dedem Sör James 110 yıl yaşamış, ölmeyince intihar etmiş. Diğer büyük büyük büyük büyük dedem şovalye Santes 115 sene yaşamış, bir başka büyük dedem 105 yaşına geldiğinde yaşamaktan sıkılmış ve o da intihar etmiş. Dedem önümüzdeki paskalyada 108 yaşını kutlayacak. Haftanın 3 günü tenis oynar 2 günü rafting yapar diğer iki günü ise kendisinden 85 yaş küçük sevgilisi Josefen ile geçirir. Dinç ve sağlıklıdır.

Fransız, “Sizi tebrik ederim mösyö, dedi. Bizim ülkemizde de yaşam ömrü son derece uzundur. Ben maceraperest ve soylu bir aileye mensubum. Sülalemizde en genç ölen büyük babamın kuzeni pilot Josef’tir. Zavallı Josef genç yaşta 89 yaşında I. Dünya savaşında öldü. Ailemde Josef’ten başka 100 yaşının altında ölen hatırlamıyorum. Büyük dedem Tom 110 yaşında kros şampiyonudur. Hala yarışlara katılır. Büyük amcam 99 yaşında bungee jumping meraklısıdır. Büyük dayım 105 yaşında müthiş bir av meraklısıdır. Büyük annem kocası 113 yaşında ölünce 30 yaşında bir Rus’la yaşamaya başladı. Fakat Rus dayanamayıp 3 ayda öldü. Büyük annem şimdi ise 20 yaşında bir zenciyle beraber yaşıyor.

Alman, “Kutlarım Her Charles, dedi. Ayaklarını sert bir şekilde birleştirdi. Askeri bir ciddiyetle Fransız’ın elini sıkarak başını ileri geri oynattı. Ülkemizde sanayileşme biraz geç gerçekleşse de genlerimizden gelen disiplin ve sistemli çalışma ile kısa sürede gelişip güçlendik. Hepimizin çok düzenli bir hayatı vardır. Ben her gece saat 22.39’da yatar saat 06.17’de uyanırım. 4 dakika içerisinde yatağımı terk edip 18 dakikada tıraş olur, tam 06.39’da kahvaltıya otururum. 23 dakikada kahvaltımı yaparak 11 dakikada giyinip hazırlanırım. 25 saniyede dışarı çıkıp 4 dakika 31 saniyede metroya varırım. 07.18.52’de metro gelir. 20 dakika 36 saniyelik yolculuktan sonra kafeye oturup 7 dakika 53 saniyede bir neskafe içerim. 6 dakika 10 saniyede fabrikaya giriş yaparım. 7 dakika 39 saniyede üzerimi değiştirip tam 07.59’da işimin başında olurum. 08.00’da ise işe başlarım. Her 3 ayda bir doktor kontrolünden geçerim.”

İngiliz, Fransız ve Alman sözlerini tamamladıktan sonra Türk’e döndüler. Türk can kulağıyla dinlediği konuşmalarla sanki ilgilenmiyormuş gibi gözlerini tavana dikmiş ıslak çalar gibi yapıyordu. İngiliz “Mister sizin?” dedi. Türk duymazdan geldi. Fransız “Mösyö sizin?” dedi. Türk iyice köşeye sıkıştığını hissetti. Cebinden cep telefonunu çıkarıp kurcalamaya başladı. En son Alman Türk’ün omzuna dürterek emredici bir tarzda “Her cevap veriniz” dedi. Türk sorudan kaçamayacağını anlayınca

-“Hıh, ne?” dedi. İngiliz:

-“Mister, sizin ülkenizde insanlar kaç yıl yaşar. Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke olduğu söyleniyor. Biz Avrupalılar için ortalama yaşam süresi gelişmişliğin önemli bir belirleyicidir.” Türk ne diyeceğini bilmez halde:

-Bizim mi? dedi. Fransız

-Evet mösyö söyleyeceklerinizi merak ediyoruz, dedi. Türk baktı ki kurtuluş yok:

-Valla yalan söyleyecek değilim. Madem sordunuz anlatayım. Bizim sülalede 50 yaşını gören yoktur. Benim büyük dedem sıvacıymış. Yaptıkları bina çökünce 25 yaşında ölmüş. Öbür büyük dedem sıtmadan 27 yaşında, büyük amcam 15 yaşında veremden ölmüş.

Fransız:

-İsa aşkına, ne acı! dedi

-Türk bu bir şey mi? Büyük büyük dedemin 2 çocuğu ölü doğmuş. 2 tanesi yaşına basmadan ölmüş. Büyük büyük annemi hiç sormayın, büyük büyük dedem bütün bunlar senin yüzünden oldu deyip onu önce boşayıp sonra vurmuş. Tabi hapse girmiş, onu da 29 yaşında hapiste şişlemişler. Efendime söyleyeyim, başlamış mı bir kan davası büyük büyük dayım amcalarımdan birini 18 yaşında vurmuş. Bir başka büyük amcam bir başka büyük dayımı 20 yaşında vurmuş. Sonra bir başkası öbürünü.. İngiliz:

-Oh my God. Lütfen susunuz mister, dedi. Türk:

-Yok madem sordunuz anlatacam. Dedelerimden biri 93 harbinde Ruslarla savaşırken, 22 yaşında, bir başkası Balkan savaşında Bulgarlarla savaşırken terk-i diyar etmiş. Çanakkale’de de sizlerle savaşırken 14 yaşında, kurtuluş savaşında 16 yaşında, Korede 20 yaşında şehit düşmüş dedelerim var. En son babamın babası, yolda giderken kafasına saksı düşüp 23 yaşında vefat etti. Annemin babası banka kuyruğunda 26 yaşında öldü. Babam 29 yaşında bademcik ameliyatı için hastaneye yatmış, yanlış iğne vurmuşlar, o da öyle gitmiş. Annem babamın ölümüne dayanamayıp 32 yaşında öldü.

Sert görünüşlü Alman bile dayanamayıp

-Susun, dayanamayacağım dedi. Fransız:

-Mösyö, yüce Tanrı size uzun ömürler versin dedi. Türk:

-Ben de kanserim 3-5 ayım kaldı. Buraya gelişimin sebebi de bu zaten. Türkiye’de bir hastanede hasta bakıcıyım. Başhekim duymuş, ahir ömründe bir yurtdışına çıksın deyip kendi hakkını bana verdi, öylelikle geldim buraya.


Yorumlar - Yorum Yaz