SUSTUM
Sapladın göğsüme zamansız gidişleri,
Öyle birden, öyle acımasız,
Öyle öldüresiye..
Gözlerinde bir katilin soğukluğu,
Tanınmaz haldeydin.
Yüreğim kanadı, canım yandı sustum..
Boğazımda düğümlendi sözler, sustum..
Sustukça kendi içimde kayboluyordum.
Teslim bayrağını çoktan çekmiştim oysa,
Her şeyim zaten senindi.
Senindi bedenim, ruhum senindi.
Elinin tersiyle ittin ne varsa,
Üzerime basıp geçtin.
Durup düşünmeden gidiyordun,
Bense susuyor, susuyordum,
Sustukça daha da kahroluyordum..
Her adımın içimde yankılandı,
Sessizliği yırtıp attın bir köşeye,
Buz gibi bir esişin vardı,
Donup kaldım olduğum yerde.
İradem bir mum gibi eriyordu,
Düşünmeyi unutuyordum.
Yaptığım en iyi şeyi yapıyor,
Yalnızca susuyordum.
Sustukça gözlerinde boğuluyordum.
Çıldırmış olmalıydı,
Beynime dolup taşan sebepler,
Aklından zoru olmalıydı bütün bahanelerin.
Gidişinle sarsılıyordum,
Gidişinle yıkılıyordu dünyam.
Enkaz altındaydı varlığım,
Son nefesimi verdim, veriyordum..
Ve susuyordum,
Sustukça sona yaklaşıyordum.