Agehi'nin Şütür Kasidesi

 ÂGEHİ’NİN ŞÜTÜR KASİDESİ

 

Mehmet PEKTAŞ*

Mehmet ÜNAL**

ÖZET

XVI. yy. şairlerinden Âgehî, Vardar Yenicesi’nde doğmuştur. Asıl adı Mansur olan şair, Hâce Kaynı Mehemmed Çelebi’den mülazım olmuş, sonrasında müderrislik ve kadılık görevlerinde bulunmuştur. Âgehî, kadılıktan azledilmişken 1577’de İstanbul’da ölmüştür. Hayatının bir döneminde Kaptan Piyale Paşa ile donanmada bulunan şair, yaşadığı dönemin denizcilik terimlerini kullanarak bir kaside yazmıştır. Kullanılan kelime kadrosu ve yapılan benzetmeler itibariyle orijinal olan bu kaside Osmanlı gemici dilinin zenginliğini göstermesi açısından oldukça önemlidir. Âgehî, “keştî kasidesi” olarak bilinen bu şiiriyle hayli şöhret kazanmış ve küçük çaplı bir akımın da kaynağı olmuştur. “keştî kasidesi”ne pek çok şair tarafından nazire ve tahmisler yazılmıştır.

Âgehî, az sayıda şiir yazmış olmasına rağmen Divan edebiyatının önemli şairlerinden birisi olarak kendisini kabul ettirmiştir. Divanı bulunmayan şairlerin şiirlerine çeşitli şiir mecmualarında rastlamak mümkündür. Divanı olmayan şairlerin şiirleri, mecmualar kanalıyla unutulmaktan kurtularak sonraki nesillere taşınmıştır. Bu yönüyle mecmualar edebiyat tarihimizdeki önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Bu makalede Âgehî’nin pek çok açıdan “keştî kasidesi” gibi orijinal olan ve bugüne kadar üzerinde durulmayan “şütür kasidesi” şiir mecmuaları yoluyla gün yüzüne çıkarılmış, transkribe edilerek incelenmiştir. Böylelikle mecmuaların divanı bulunmayan şairler açısından önemli bir işlevine vurgu yapılmıştır. Klasik kaside muhtevasından farklı olan “şütür kasidesi”, özellikle “şütür” kelimesine yüklenen anlamlar itibariyle dikkat çekicidir. Âgehî, bu kasidede alışılmışın dışına çıkararak Divan şiirinin ifade dünyasını genişletmeye çalışmıştır.

Anahtar Kelimeler: Âgehî, 16. yy, şütür kasidesi, Divan şiiri, mecmua.

 

Makalenin tamamı:

 ÂGEHİ’NİN ŞÜTÜR KASİDESİ