Gökkubbe'ye Dair (sondakika32.com)

Yusuf Ziya Günaydın basından takip ettiğimiz haliyle Gökkubbe projesine ayrı bir önem veriyor. Öyle ki başkan, gerek Gökkubbe’nin gerekse otoparkın eksiksiz ve dayanıklı bir şekilde yapılması için temelinden itibaren haftada bir iki defa çalışmaları yerinde takip ettiğini söylüyor. Kendisini bu titizliğinden dolayı kutluyoruz.

Her fırsatta Gökkubbe’nin önemli bir yapı olduğunu ve yapının şehrin ticaretinde başrol oynayacak, üretim, sanayiye, istihdama yönelik faydalar sağlayacağını belirtiyor. Mimari olarak da çok önemli bir yapı olduğundan bahsediyor. Biz inşaat işinden anlamayız. Bu konuda başkanımıza kulak verelim. ‘Gökkubbe Ulusal Fuar, Kongre, Sergi ve Kapalı Pazaryeri’nin asırlarca kalıcılığını sağlamak amacıyla ağır bir çember betonarme statik yaptıklarını dile getiren Başkan Günaydın, “Her şeyden önce ağır depremlere dayanıklı bir yapı olmasını istedik. Isparta’mızda her 100 yılda bir büyük bir deprem yaşanıyor. Dolayısıyla eserler ileri yıllara gidici değil. Isparta tarihinde önemli yapılarımız depremlerden dolayı kaybolmuştur. Bu yapı da bunun bilinci ile yapılmaktadır. Bu yapı şehrin simgeselliğinin yanı sıra turistik bir yapı olacak. Bu binamızın yüzlerce yıl dayanmasını istiyoruz” diyor. Tabi, binanın kaç asır ayakta kalacağını, kaç yüz bin turist tarafından ziyaret edileceğini zaman gösterecek.

Gökkubbe Ulusal Fuar, Kongre, Sergi ve Kapalı Pazaryeri, inşaat çökmeseydi, 30 Ağustos’a yetiştirilecek Devlet Bahçeli’ye açılışı yaptırılacaktı. Aksilik işte hiç beklenmeyen bir anda güpe gündüz inşaat çöküverdi. Kazadır. Ispartamıza geçmiş olsun diyelim. Allah’tan can kaybı olmadı.

Mahallenin bir sakini olarak Gökkubbe konusunda kafama takılan bazı noktalar, cevabını bulamadığım bazı sorular var. Başkanımın dediği gibi “selden kütük kapmak” gibi bir derdimiz yok, kütük mütük lazım değil, baştan belirtelim. Bizimkisi sadece şahsi merak.

Evvela, projenin bitim tarihi kafama takıldı. Proje sözde 03 Ağustos’ta bitecekti. İnşaat alanın etrafındaki afişlerde de bu tarih yazılı: 03 Ağustos 2013. Tarihi ilk gördüğümde bir inşaata bir afişe bakıp bakıp da nasıl biter diye düşünmüşlüğüm vardır. Sonradan Bahçeli’ye mi özendik ne ettiysek, 3’ün solundaki 0’ı kaldırdık, solda 0 olduğu için. 3’ün sağına bir “0” yazdık. 03 Ağustos oldu, 30 Ağustos. Malum kaza meydana gelince de “Yahu işi aceleye mi getirdiler yoksa?” diye kendi kendime sormadan edemedim. Ne demişler acele işe şeytan karışır. Aman canım ha 03 Ağustos, ha 30 Ağustos ziyanı yok. Geç olsun güç olmasın.

Kafama takılan bir başka nokta, projenin gerekliliği. Yine kendi kendime “Yahu dedim, bu bina neden yapılıyor? Isparta’nın böyle bir yapıya ihtiyacı var mı?” “Evet var, olmaz olur mu hiç!” diyorsanız, Süleyman Demirel Kongre ve Sergi Salonu ne güne duruyor. Fuar mı yapacaksınız, sergi mi açacaksınız (Pazar kuracaksanız bilemem), gidin orada açın. Kongre ve sergi salonunda yılın kaç günü fuar, kaç günü sergi oluyor Allah aşkına. Orayı doldurduk, amacına uygun kullandık da Gökkubbe mi kaldı? Buradan Isparta’nın neyine gerek sonucu çıkarılmasın. Ispartamız her şeyin en güzeline layık. Fakat, bu alandaki mekan ihtiyacı fazlasıyla karşılanıyor. E bir tanesi bile fazla iken 2.sine ne gerek var. Para çoksa başka bir şey yapaydık.

Aklımı kurcalayan bir diğer soru: “Bu yapı neden buraya yapılıyor?” Elbette mahallemize yatırım yapılmasını isterim. Fakat, mahalle arasında bir fuar alanı olur mu? Hele hele ulusal fuarlar yapılacaksa, sanayi fuarlarından bahsediliyorsa bu yapı en azından bir anayol kenarına yapılsaydı diye düşünmeden edemiyorum. Ama vardır büyüklerin bir bildiği diyerek fazla da karıştırmıyorum. Neme lazım!

Bir başka konu ise projenin ismi: Gökkubbe. İyi de niye Gökkubbe? Projenin resimlerine bakıyorum. Açıkçası ben hiç mi hiç beğenmedim, şahsi kanaatimdir beni bağlar. Beki inşaat bittikten sonra önünde resim çektirir Facebook’ta profil resmi bile yaparız ama şu haliyle bir şeye benzetemedim ben. Tepesinde bir gül var, etrafında da güller. Gül motifi çok baskın. Gülle ilgili bir isim konulmalı veya gül motifi daha az kullanılmalıydı. Şöyle bir anket yapılsa ismi ne olurdu diye kimsenin aklına böyle bir isim gelebileceğini zannetmiyorum.

İsme tekrar bakıyoruz: Gökkbube Ulusal Fuar, Kongre, Sergi ve Kapalı Pazaryeri. Ulusal fuarı, kongreyi ve sergiyi anladık. Anladık anlamasına ama bu kadar iddialı ulusal, mulusal bir yapıda pazarın ne işi var?

Yine düşünmeye devam ediyorum. Aklıma takılanlar bitmek bilmiyor. Gökkubbe’nin hemen altında briket fabrikası arz-ı endam ediyor. Bu fabrika artık şehrin içerisinde kaldı. Etrafındaki apartmanlarda oturanlar fabrikanın tozundan toprağından her gün nasiplerini alıyorlar. Fabrikanın bir gün kaldırılacağını hayal edip duruyorlar. Keşke önce bu fabrika kaldırılsaydı da mahalleli rahat bir nefes alsaydı. Gökkubbe fabrikanın olduğu alana daha çok yakışırdı.

Yorumlar - Yorum Yaz