Bu Ülkede Rahat Etmek

BU ÜLKEDE RAHAT ETMEK  

-Hayatım boyunca iki yakam hiç, bir araya gelmedi. Bu lafı öyle rast gele bir laf olarak söylemiyorum. Gelmedi kardeşim! Bak sana en basitinden bir örnek vereyim. Giyim kuşam meselesi mesela. Bak şöyle üzerime nasıl?

-….

-İdare eder, değil mi? Hatta, idare ederin biraz daha altında. Ceket çok eski, gömlek normal, pantolon eski. Haaa ayakkabılar…

-Yeni

-Yeni de laf mı? Gıcır gıcır. İki ay önce aldım. Biraderin düğünü vardı da, paranın birazını da o verdi hatta. Gittim, aldım. İşte buradan kıyas et. Şimdi diyorsundur, “Bu ayakkabının üzerine bu pantolon gitmiş mi hiç?” diye.

-…

-Dersindir dersindir. Bu pantolonun üzerine bu ceket gitmiş mi ya? Söyle kardeşim söyle çekinme.

-Gitmemiş

-Gitmemiş ya. Bu ceketin içine de bu gömlek hiç uymamış. Kravat tak desen iki kravatım var biri çiçek biri böcek desenli. İkisi de hediye. O zaman hepten yakışmayacak. Diyeceğim şu. Ben mutlu değilim. Bu mutsuzluğumu da işte en basitinden üstüme başıma bakıp anlarsın

-Nasıl?

-Bu ceketi üç sene önce borç dert aldım. Para yok ki şöyle tam takım, dip temel giyinelim. Ceketi aldım, bir ara gömleği de alırım dedim. Aradan zaman geçti, ceketin borcu biterken gömlek aldım. Bu arada ceket biraz eskidi tabi. Gömleği de çektik içine. Pantolon lazım. Ama para nerde! Pantolonu sonra alırım dedim. Bir zaman sonra gittim pantolonu da aldım. Bacağıma geçirdim aynanın karşısına geçtim. Pantolon yeni, ceketle gömlek eski. Hatta ceket tüylenmiş, çekmiş. Gömleğin bir yakası anyada bir yakası Konya’da. Bu pantolona bir ayakkabı lazım. Ama gücüm yok. Alamayacam. Epey zaman sonra işte biraderin düğünü vesile oldu da bir ayakkabı aldım. Aldım ama ceket de gömlek de pantolon da eskidi. Olmuyor kardeşim olmuyor! Bir türlü iki yakam bir araya gelmiyor. Ben istemez miyim şöyle kıran tuvalet giyinip gezmeyi ama olmuyor! Sadece üst baş için değil her şeyde böyle. Mesela bak eve bir koltuk aldım. Bu koltuğa, bu halı yakışmadı dedim. Halıyı alasıya koltuk eskidi. Bir de sehpa alalım dedik. Bu defa koltuk hepten cortladı, sehpanın bir bacağı kırıldı. Şimdi evdekiler “Salonun badanası yeni koltukla, yeni halıya uymuyor” dediler. Çarptım kapıyı çıktım. Ulan koltukla halı zaten eskidi. İşte böyle arkadaş! İki saattir dolanıp duruyorum. Kusura bakma yanını boş gördüm de oturuverdim. Senin de başını ağrıttım, hakkını helal et. Herkes mi böyle bir ben mi? Neden şöyle her şeyi bir anda yapamıyorum? Bu ülkede yaşanmaz kardeşim yaşanmaaaaz.

-Birader bu ülkede yaşanır yaşanmasına ama suç sende?

-Nasıl?

-Baya, sende. Sen Atatürkçü değilsin.

-Eh?

-Sen Atatürkçü değilsin bütün bunlar o yüzden başına geliyor. Hem Atatürkçü değilsin hem de bu ülkede mutlu olmaya çalışıyorsun. Bir de ceket eski ayakkabı yeni diyorsun. Sen çorapları tek tek giymediğine dua et.

-Yav şimdi ne alakası var

-Çok alakası var. Bu ülkede rahat edeceksen Atatürkçü olacaksın.

-Atatürkçü mü?

-Evet. Mecbursun!!! Ya seve seve ya da başka türlü. Mec-bur-sun!!!!


Yorumlar - Yorum Yaz