Dünyanın En Şanslısı mı Şanssızı mı?

            DÜNYANIN EN ŞANSLISI MI ŞANSSIZI MI?

İsmi Angelica Coster’dı. Angelica’nın ilginç yaşam öyküsü zamanından erken doğmasıyla başlar. Angelica 7,5 aylıkken premetüre bebek olarak sezaryenle doğdu. Doktorlar yaşamaz diyorlardı. Aylarca bir küvezin içinde yattı. Bir sürü operasyon geçirdi. Sonunda vücudu normal gelişim seviyesine getirilebildi ve taburcu edildi. Öbür yandan Angelica’nın zenci babası Johnson, bebeği hiç istemiyordu, beyaz Marta ise ısrarla doğurmak istiyordu. Bebek doğar doğmaz Johnson, Marta’yı terk etti. Marta ise, terk edilmesinden Angelica’yı sorumlu tutarak ona hiçbir zaman anne şefkati göstermedi. Angelica büyükbabası Thomas ve büyükannesi Marianna’nın yanında büyüdü. 6 aylıkken yaşlı Marianna onu bir alışveriş merkezinde unuttu. 2 gün sonra açlıktan ölmek üzereyken bulundu. 8 aylıkken Thomas küçük Angelica’yı ikinci katın penceresinden düşürdü. Küçük Angelica komaya girdi. Doktorlar yine yaşamaz dediler. Aylarca hastanede yattı ve tekrar hayata döndü.2 yaşında komşuları Simonlarla beraber ilk otomobil kazasını geçerdi. Vücudunda pek çok kemik kırılmış ve çok fazla kan kaybetmişti. Son anda hastaneye yetiştirildi. Kan grubu çok nadir bulunan bir gruptu. Bölgedeki bütün hastaneler arandı. Eyalet hastanelerindeki son ünite kan bulunup Angelica’ya verilince, küçük kızın kalbi 3. defa durup yeriden çalışmaya başlıyordu. Profesör Richeld aileye kızlarını kurtulduğu müjdesini veriyordu.Angelica, 3 yaşına geldiğinde şeker sanıp ihtiyar Thomas’ın ilaçlarını içti. Saatler sonra baygın halde buldular. Küçük kız yine son anda kurtuldu.Angelica geçirdiği kazalar yüzünden yaşıtlarından geç yürüdü. Sokakta oyun oynayacak yaşa geldiğinde kendisini ne siyahlara ne de beyazlara kabul ettirebildi. Siyahlar onu annesi beyaz diye aralarına almadılar. Beyazlar ise babası siyah diye. Bunun üzerine Angelica içine kapandı, kendi kendisine oyunlar oynamaya başladı. Yine bir gün arka bahçede oynarken bir kemik buldu. Kemiği komşuları Alfred’in köpeği Shine gömmüştü. Kemiğini bir yabancının elinde gören Shine, Angelica’ya saldırdı. Angelica’nın her tarafı parça parça olmuştu. Polis memuru Raymond onu bulduğunda güçlükle nefes alıyordu. Küçük Angelica, uzun süre sargılar içerisinde kaldı. Birkaç hafta sonra elleri sarılı bir şekilde ocağı kapatmaya çalışırken üzerine sıcak su dolu tencere devrildi. Can acısıyla sağa sola koşturan Angelica ocağı da devirdi. Ocaktan perdeler tutuştu. Thomas ve Marianna, Angelica’ya yardım edemeyecek kadar yaşlıydılar. Kendilerini dışarıya zor attılar. Çağrılan ilk itfaiyenin merdiveni kısaydı, ikincisininki ise çok uzun. Üçüncü bir itfaiye gelmeden Angelica kendini aşağı attı. Angelica yine komadaydı. Küçük kalbi defalarca durup durup çalıştı.4 yaşında bahçe duvarından düştü, ayağı kırıldı. Ayağı alçıya alındı. Alçılı ayağıyla evin merdivenlerinden düşerek ağır yaralandı. İlk beyin ameliyatını olarak hayata tutunmayı başardı.5 yaşında gitar kursuna başladı. Her gün alt sokaktaki kursa gidip geliyordu. Kursa giderken ikinci defa araba çarptı. Aynı yıl büyükannesi Marianna’nın pişirdiği yemekten ikinci defa zehirlendi.6 yaşında 12. sokakta oturan Tom Horry’nin çocuğu sanılarak bir çete tarafından fidye için kaçırıldı. Polis çeteyi bir araba mezarlığında kıstırdı. Çete elamanları çatışmada öldürüldü. Bu arada çete lideri Dirty George, Angelica’ya ateş etti. Angelica’nın göğsüne saplanan kurşun çıkartılamadı ama Angelica yine de kurtuldu. Bu olaydan bir yıl kadar sonra Angelica okula başladı. Okulu basan bir grup terörist tarafından on öğrenciyle beraber ikinci defa kaçırıldı. Teröristler on öğrenciyi de öldürdüler. Angelica son anda kurtarıldı. Çatışma sırasında kolundan yaralandı. Peşpeşe başına gelen felaketler yüzünden uzun süre psikolojik tedavi gördü.            Birkaç yıl sonra, okulca gittikleri piknik alanında göle düştü. Boğulmaktan son anda kurtuldu. Tam o sırada yağmur bastırdı hemen sağ tarafına yıldırım düştü. Birkaç adım atmıştı ki bu defa da sol tarafında yıldırım düştü. Hemen ardından önüne ve arkasına da birer yıldırım düştü. Angelica yara almadan kurtuldu. Fakat aynı gün bir ayı tarafından saldırıya uğradı. Ağır şekilde yaralanmasına rağmen hayata tutunmayı başardı.Okulunu bitirdikten sonra bir şirketin dış ticaret departmanında çalışmaya başladı. İşi gereği sürekli seyahat etmek zorundaydı. Geçirdiği ilk uçak kazasında kurtulan 4 kişiden biri, ikinci kazada kurtulan 3 kişiden biri, üçüncüde 2 kişiden biri, dördüncüde ise kurtulan tek kişiydi. Peş peşe geçirdiği kazalardan sonra şirketin başka bir departmanına alındı. Burada da 5 defa elektik çarptı, 3 defa ayağını 2 defa kolunu kırdı. Bir başka departmana alındı, burada da 6 defa boğulma tehlikesi geçirdi, bir başka departmanda ise 7 defa ezilme tehlikesi geçirdi. Sonunda işten çıkarıldı, dışlandı. Angelica atlattığı her kazadan sonra hayata daha sıkı sarıldı. Herkes ona dünyanın en şanssız insanı derken, o hep kendisini dünyanın en şanslı insanı olarak görüyordu.            Angelica 50 yaşına geldiğinde hayatı boyunca hiç görmediği babası Johnson’dan kendisine milyon dolarlık bir servet kaldığını öğrendi. Parayı alır almaz yıllardır hayalini kurduğu dünya turuna çıkmaya karar verdi. Pek çok ülkeyi gezdi. Bir gün yolu Türkiye’ye düştü. İlk olarak İstanbul’u gezmeye başladı. Gezisinin ikinci gününde yeşil ışıkta karşıdan karşıya geçerken bir kamyonun altında kalarak feci şekilde can verdi.

 


Yorumlar - Yorum Yaz