• Mehmet Pektaş
    • Şair-Yazar
Cesur Kaşifler çıktı.
5 kitaplık yeni seri. Çocuklar bu seriyi çok sevecek.
Adam Olacak Çocuk Serisi
Seri yeni kitaplarla devam ediyor.
Macera kitapları çıktı.
Dr. Mehmet Pektaş'ın 5 kitabı birden çıktı.

Ana sayfa

Mehmet Pektaş, 25 Eylül Cumartesi günü Afyonkarahisar Kitap Fuarı'nda kitaplarını imzalayacak. Sebe Yayınları standında gerçekleşecek program saat 19:00'a kadar sürecek. 200'den fazla yayınevinin katıldığı kitap fuarı Motor Sporları Merkezi'nde 3 Ekim'e kadar devam edecek.
Mehmet Pektaş, Afyonkarahisar Kitap Fuarı'nda okurlarıyla buluştu. Fuarda yazarın son çıkan çocuk kitaplarından İstiklal Şairi Mehmet Akif'le Başbaşa isimli eserin yoğun ilgi gördüğü gözlendi.
Açıkkara'nın bu sayısında Mehmet Pektaş'ın yanı sıra Zülâlî, Fikret Görgün, Tacettin Şimşek, Eyyüp Azlal, Salman Kapanoğlu, Şükrü Ünal, M. Nihat Malkoç, Yavuz Dinç, Halit Yıldırım, Hacı Musa Tuncer, Muhammet Baran Aslan (Baranî), Ali Parlak, Sabahattin Karadaş, Erdal Noyan, Zekeriya Çakabey, Kenan Yavuzarslan ve Mehmet Osmanoğlu'nun yazı ve şiirleri yer alıyor.
Sahildeki banklarda oturan virüslerden birisi elindeki şişeyi kafasına dikti. Çenesinden keçeleşmiş kirli sakallarına doğru akan şarabı koluyla sildikten sonra şişeyi arkadaşına verdi. “Kararımı verdim kanka memlekete döneceğim anasını satayım.” dedi. Şişeyi kafasına kaldıran arkadaşı şaşkınlıktan ağzına aldığı yudumu püskürttü. Birkaç kez öksürdükten sonra ancak toparlanabildi: “Bu da nerden çıktı oğlum?” dedi şaşkın şaşkın. Diğeri kirden iyice kararan elleriyle üstünü başını gösterip: “Baksana şu halimize Muzo. Şehri ele geçirme hayaliyle geldik, birer berduş olduk çıktık. Yatacak yerimiz bile yok. Geberip gideceğiz gurbet ellerde.” Muzo elindeki şişeyi yere bırakıp arkadaşına döndü: “Ne varmış halimizde? Her yer bizim, isteğimiz yerde yatıp istediğimiz yerde kalkıyoruz. Bir şişe de köpeköldüren bulduk mu bizden kralı yok.” dedi.
Genç yazar bilgisayarın başına oturmuş, bir öykü yazmaya hazırlanıyordu. Bazen bir oturuşta sayfalarca yazardı, bazen de boş bir sayfa açar, bu boş sayfaya bakar bakar tek kelime yazamazdı. Üç beş satır yazıp devamını bir türlü getiremediği onlarca dosya vardı. Bilgisayardaki bir klasör bu yarım kalmış öykülere aitti. Yazarın birazdan yazacağı öykü diğerlerinden farklıydı. Çünkü bu, her şeyden önce bazı anlarına bizzat şahit olduğu yaşanmış hazin bir olaydı. Hakan’la Filiz’in öyküsü. Yazar, her ne kadar yaşanmış bir olayı anlatacak olsa da, öyküyü kafasında tekrar kurguladı. Hem Hakan’ı, hem de Filiz’i iyi tanıyordu. Hatta Hakan’la akrabalık bağı da vardı. Bu yüzden edebiyatçıların hâkim bakış açısı veya ilahi bakış açısı dedikleri tekniği kullanmayı tercih etti. Bu anlatım tekniğinde anlatıcı olaylara dışarıdan bakar ve kişilerin en mahrem bilgilerini, zihinlerinden geçenleri, geçmişte yaşadıklarını, gelecekte başlarına gelecekleri kısaca bütün her şeyi bilirdi.
... 32 ...