• Mehmet Pektaş
    • Şair-Yazar
Cesur Kaşifler çıktı.
5 kitaplık yeni seri. Çocuklar bu seriyi çok sevecek.
Adam Olacak Çocuk Serisi
Seri yeni kitaplarla devam ediyor.
Macera kitapları çıktı.
Dr. Mehmet Pektaş'ın 5 kitabı birden çıktı.

Ana sayfa

Hepimizin hikâyesi birbirine benziyor aslında. Bazen isimler değişir, bazen şehirler, bazen de tarihler… Ama bütün hikâyeler yarımdır, bir anda bitiverir. Benim hikâyem de herkesinki gibi başlamıştı. Güzel bir çocukluk geçirdim. Ailem hep üzerime titredi. Benim için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar. Okul hayatım boyunca efendi-uslu, çalışkan bir öğrenciydim. Kavga dövüş bilmezdim. Diğer çocuklar gibi öğretmenlerden aileme şikâyet gitmezdi. Her dönem teşekkür, takdir alırdım. Evlenip mutlu bir yuva kurmak istedim, çoluk çocuğa karışmak, huzurlu bir hayat sürmek... Kim mutsuz olmak için evlenir ki zaten? İlk başta her şey güzel başlamıştı. Fakat büyü çok çabuk bozuldu. Kocam, sürekli alkol alıyordu, eline geçen parayı kumara veriyordu. Evle neredeyse hiç ilgisi yoktu. Elektrik faturalarımızı bile babam ödüyordu. Çok geçmeden ufak tefek tartışmalarımız kavgaya, kavgalar şiddete dönüştü. Olur olmaz şeyleri bahane edip dövüyordu beni.
Gece yarısı tam başımı yastığa koymuştum ki telefonum çaldı. Arayan numara telefonumda kayıtlı değildi. Telefona cevap verip vermemek konusunda tereddüt ettim. İster istemez parmağım yes tuşuna gitti. “Alo!” der demez karşımdaki tok ses: “Babanın selamı var her zamanki yerde seni bekliyor.” dedi. “Baba firar mı etti?” diye soramadan telefon kapandı. Sesi tanımıştım bu Arap Hasan’dan başkası değildi. Hemen fırlayıp gardıroptan siyah takım elbisemi çıkardım. Dolaba astığım gibi duruyordu, biraz ütüsü bozulmuş, biraz da tozlanmıştı o kadar. Aceleyle ütüyü fişe taktım. Bunca yıl sonra babanın karşısına ütüsüz elbiseyle çıkmak olmazdı. Ütü ısınırken koşup ayakkabılarımı boyadım. Kilo aldığım için takım elbise üzerime dar geldi. Pantolonu ilikledikten sonra fermuarı zor çektim. Göbeğim iyice belirginleşmişti. Gömleğin düğmeleri koptu kopacaktı. Hareket ederken omuzlarımdan birisi tutuyor gibiydi. Epeydir takmadığım güneş gözlüklerimi ve Korona virüs yüzünden bir hevesle aldığım siyah maskemi takındım.
40 yazarın bir araya gelmesiyle ortaya çıkan Ey İnsan Sana İki Çift Lafım Var, Yafes Kitap etiketiyle çıktı. Editörlüğünü İsmet Erdal'ın yaptığı eserde yazarlar insana ve insanlığa dair yazılar kaleme aldılar. Kitapta Mehmet Pektaş'ın kadın cinayetlerine dikkat çekmek üzere yazdığı Ölmek İstemiyorum isimli yazıya yer verildi.
Derginin bu sayısına Mehmet Pektaş'ın yanı sıra Gufrani, Salman Kapanoğlu, Arif Bilgin, Ertuğrul Çoban, Halit Yıldırım, Tacettin Şimşek, Adem Efe, Ahmet Şevki Şakalar, Ozan Mizani, Fatih Kandemir, Ahmed Süreyya Durna ve Hacı Musa Tuncer'in yazı ve şiirleri yer alıyor.
İntikam zamanı gelmişti. İlk hedefimiz Çil Hasan’dı. Vakit kaybetmeden harekete geçtik. İnsanlar artık bizi fotoğraf çekerken görmüyorlardı. Kahvede, yolda, sokakta hep Serkan’la kafa kafayaydı. Çok önemli bir konuda konuşuyorduk güya. Tırı Mahmut ne konuştuğumuzu öğrenmek için çok çaba sarf etse de başarılı olamamıştı. Kahvede konuşurken alttan alttan Çil Hasan’a bakıyorduk. Çil Hasan bunun farkına varmıştı. Birkaç defa masamıza geldi. “Hayırdır ne konuşuyorsunuz?” dedi. “Hiç işte... Havadan sudan.” dedik. “Bana bakıp konuşuyorsunuz.” dedi. “Yoo, sana öyle gelmiş.” dedik. İnanmadı. Biz de inanmasını beklemiyorduk zaten. Böylece birkaç gün daha geçti. Çil Hasan kendisiyle ilgili bir şeyler konuştuğumuzu biliyordu. Bu yüzden bizi kollamaya başladı. O bizi biz de onu takip ediyorduk. Sonunda karşımıza geçti: “Sizin derdiniz ne?” dedi. Serkan’la birbirimize bakıştık. “Ne derdimiz olacak ki?” dedim.
... 39 ...