• Mehmet Pektaş
    • Şair-Yazar
Cesur Kaşifler çıktı.
5 kitaplık yeni seri. Çocuklar bu seriyi çok sevecek.
Adam Olacak Çocuk Serisi
Seri yeni kitaplarla devam ediyor.
Macera kitapları çıktı.
Dr. Mehmet Pektaş'ın 5 kitabı birden çıktı.

Ana sayfa

Efendim ne demişler, “eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar”. Demokrasi konusunda merkepten defalarca düşmüş bir millet olarak Mısır’ın halinden bizim kadar anlayacak başka bir millet herhalde yoktur. Biz ki 80 senelik Cumhuriyet tarihinde defalarca darbe, pek çok muhtıra, sayısız da aba altından sopa görmüş bir milletiniz. Oylarımızla başa geçenler, silah zoruyla indirildi. Bir başbakanımız arkasındaki milyonlar hiçe sayılarak darağacında sallandırıldı. Daha düne kadar birileri “ordu göreve” diye yırtınıp orduya gaz vermeye çalıştı, bir taraftan darbe planları, günlükler, belgeler havada uçuştu. Kısacık demokrasi tarihimizde darbenin her çeşidini gördük. Öyle ki başka devletlere nasip olmayan “post modern darbe”yi bile yaşadık, “sivil darbe” girişimleri izledik. Velhasıl ne menem şeydir iyi biliriz.
Şimdilerde ortalıkta bir “diren” lafıdır dolaşıp duruyor. Modaya uyduk biz de yazımızın başlığında bu kelimeye yer verdik. Her ne kadar yaptıkları “direnme” değil “saldırı” hatta Vandalizm olsa da bizim çapulcuların da kulakları çınlasın. Şimdi gelelim başlığımızı oluşturan 2. kelimeye “Mursi”. Hepimizin bildiği gibi Muhammed Mursi, Mısır’ın seçimle iş başına gelmiş cumhurbaşkanı.
Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri çerçevesinde Gönen Kaymakamlığının koordinasyonunda İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve İlçe Müftülüğü işbirliği ile Peygamber Efendimiz (SAV)'e mektup yazma yarışması düzenlendi.
Giriş: Âgehî, Vardar Yenicesi’nde doğmuştur. Asıl adı Mansur olan şair, Mekke, kadılığı görevinde bulunmuş olan ve Hâce Kaynı olarak bilinen Mehemmed Çelebi’den mülazım olmuştur. Âlî, Âgehî’nin Gelibolu’da müderrislik görevinde bulunduktan sonra bazı kasabalarda kadılık ve müderrislik görevlerinde bulunduğunu söyler. Âgehî, kadılıktan mazulken İstanbul’da 985 yılının cümâde’l-ûlâ (cemâyize’l-evvel) ayında vefat etmiştir.
Adam, çok dağıtmıştı kendini. İşini gücünü boşlamıştı. Dünya yıkılsa umrunda değildi. Daha önce hiç düşmediği bu durum adamın çok canını sıkıyordu, sıkmasına ama elinden de bir şey gelmiyordu. Kendini şöyle bir derleyip toplayıp ayağa kalkacak hali yoktu. Adamın evi de adam gibi alabildiğine dağınıktı. Salonun zemini mutfakta olması gereken tencere, tabak, kaşık, çatalla dolu; mutfak kitaplıkta olması gereken kitaplarla doluydu. Zamanında onca para verilip alınan sadece özel günlerde giyilen kıyafetlere tuvalette rastlamak mümkündü. Bütün bunlar adamın hiç mi hiç umurunda değildi tabi. Adam kendini derleyip toparlayamıyordu ki eşyalarını toplasın.
... 60 ...