• Mehmet Pektaş
    • Şair-Yazar
Cesur Kaşifler çıktı.
5 kitaplık yeni seri. Çocuklar bu seriyi çok sevecek.
Adam Olacak Çocuk Serisi
Seri yeni kitaplarla devam ediyor.
Macera kitapları çıktı.
Dr. Mehmet Pektaş'ın 5 kitabı birden çıktı.

Ana sayfa

Mert, pantolonunu sıyırmış, köpeğin ısırdığı yere kolonya ile pansuman yapıyordu. Kolonyalı pamuk baldırındaki yaraya değdikçe canı yandığından gayriihtiyari üĘ eyip duruyordu. “N’aber Mert!” diyen patronunun sesiyle irkildi. Pantolonunu toparlarken, “Abi, valla köpeğin tüm dişleri kıçıma geçmiş. Bir hastaneye mi gitseydik, kuduz falan olurum da…” diye karşılık verdi. Cengiz, koltuğa geçerken Mert’in kafasına bir fiske vurdu, umursamaz bir tavırla konuştu: “Seni değil köpeği götürmek lazım hastaneye.” Mert yaralı tarafı sakınarak sağlam yerinin üzerine yan bir şekilde oturdu: “Niye öyle dedin abi ya?” Cengiz koltuğa kurulup bacaklarını masanın üzerine uzatmıştı: “Geçse geçse senden ona hastalık geçer oğlum. Onların köpeklerine senden iyi bakılıyor. Aşısı falan tamdır merak etme. Geçer birkaç güne, arayan soran var mı?” Mert, karalama de eri olarak kullanılan ajandayı önüne çekti. Bu sırada yaralı tarafı oturduğu yere temas ettiğinden canı yandı: “Ahh! Olmaz olur mu abi, sabahtan beri tam 27 kişi geldi.” dedi
Derginin bu sayısında Mehmet Pektaş’ın yanı sıra Âşık Kara Mehmet, Ahmet Sami Benli, Tacettin Şimşek, Nurgül Kaynar Yüce, H. Musa Tuncer, Halit Yıldırım, Ali Parlak, M. Hanifi Yılmaz, Aslan Avşarbey, Musa Serin, Mustafa İmir, Kadir Köse, Salman Kapanoğlu, Mustafa Berçin, Hızır İrfan Önder, Eyyub Azlal, M. Nihat Malkoç’un yazı ve şiirleri yer alıyor.
Cengiz’in emlak ofisi yangından mal kaçırır gibi bir gecede taşınmıştı. Bir masa birkaç sandalye birkaç da ıvır zıvırdan ibaret olan malzemeler Mert’in pazarcılık yapan amcaoğlunun panelvan minibüsüne rahatlıkla sığmıştı. Yeni ofis biraz arka sokakta gibi görünse de çok işlek iki caddenin arasındaydı. Tarifi çok kolay olmakla birlikte, tarifsiz de kolay kolay bulunamayacak bir konumdaydı. Yani tam Cengiz’i istediği gibi… Binanın giriş katında sıra dükkânlar vardı. Üst katta Cengiz’in ofisi ile birlikte bir muhasebeci, bir turizm acentesi, bir diş kliğini, bir psikolog, bir kuaför, bir de emlakçı vardı. Daha üst katlar ise daireydi. Cengiz, has elemanı Mert sayesinde bulduğu yerine ilk gelişinde kapılardan birinde Önder Emlak yazısını görünce bir an duraksamıştı. Elemanıyla göz göze gelmiş ve bir süre sonra her ikisinin de yüzünde aynı sinsi tebessüm belirmişti. Bu sırada hiç dudakları kıpırdamadığı hâlde aralarında şöyle bir diyalog bile geçmişti: Cengiz içinden: “Kim lan bu Önder Emlak?” diye sordu. Mert de
Derginin bu sayısında Mehmet Pektaş’ın yanı sıra Faruk Nafiz Çamlıbel, Aslan Avşarbey, Tacettin Şimşek, Nurgül Kaynar Yüce, M. Nihat Malkoç, Halit Yıldırım, Ertuğrul Çoban, Musa Serin, Memik Kömekçi, Hacı Musa Tuncer, Mehmet Osmanoğlu, Ercan Sağlam, Salman Kapanoğlu, Mustafa İmir, İlyas Kılıçaslan, İlqar İmamverdiyev, Tacettin Şimşek, Tayyib Atmaca’nın yazı ve şiirleri yer alıyor.
(Açıkkara yayın ilkeleri gereği bu bölümdeki bazı yerler “bip”lenmiştir.) Cengiz misafirlerini ofisine alırken gözlerini yumup tıpkı bir çiçeği koklar gibi derin derin birkaç nefes çekti. Bu harekete anlam veremeyen Yancı Mert patronuna sokuldu. “Abi, hayırdır ne kokusu aldın?” Cengiz’in yüzünde güller açmıştı, yönünü Mert’e doğru dönüp ellerini ovuşturdu: “Para kokusu oğlum para!” Mert, biraz daha dikkatli baksa patronunun gözlerinde tıpkı çizgi filmlerdeki gibi dolar işaretlerini görecekti. Cengiz, para kokusunu özel eğitimli köpekler gibi en az kırk metre öteden alırdı, onun süper güçlerinden birisi de buydu. Daha önceden tanıdığı ve çeşitli işlerini gördüğü Bekir Usta, Sıvacı Abdullah, Kahveci Süleyman ve Hamdi’nin maddi durumlarını biliyordu. Bu yüzden para kokusunun kendi hâlinde bir emekli gibi görünen ama tam bir kirli çıkı olan Rasim Bey’den geldiğini anlamıştı. Hatta süper güçleri sayesinde onun yakın zamanda hanım tarafından sağlam bir mirasa konduğunu bile tespit etmişti. Ağzından salyalar aka aka
 1  ...